Yaşadığım Gibi Eser Özeti | Ahmet Hamdi Tanpınar
Yaşadığım Gibi Eser Özeti | Ahmet Hamdi Tanpınar
Yazar : Ahmet Hamdi Tanpınar
Yaşadığım Gibi Eser Özeti | Ahmet Hamdi Tanpınar
Konusu :derleme olarak gazete ve dergilerde yayımlanan yazılardan oluşur.
yaşadığım gibi
Yaşadığım Gibi Eser Özeti
Yaşadığım Gibi, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deneme, eleştiri, gezi türünde yazdığı, gazete ve dergilerde yayımlanan eserlerinden oluşmaktadır. Tanpınar, düşüncelerini yer yer ağır, yer yer akıcı üslubuyla okuyucusunu farklı atmosferlere sokar. Her yazısında sanata ve edebiyata ne kadar önem verdiğini ısrarla belli eder.
yaşadığım gibi
Yazılarında yerli ve yabancı sanatçılara sık sık atıflarda bulunur. On-on beş yazısında özellikle hocası Yahya Kemalden bahseder. Hocasına methiyeler sıralar. Yabancı sanatçılardan; Dostoyevski, Kafka,Victor Hugo, Flubert, Tolstoy gibi büyük edebiyatçıların eserlerine yaptığı tahliller de Tanpınar’ın yazılarını süslemiştir.
Kitap yedi bölümden oluşmaktadır. Bunlar:1.İnsan ve Cemiyet
2.İnsan ve Ötesi
3.Üç Şehir
4.Paris Tesadüfleri
5.Türk Dili ve Edebiyatı
6.Musiki
7.Plastik Sanatlar
İnsan ve Cemiyet bölümünde, genellikle şark ve garp konusunu ele almış ve iki medeniyeti karşılıklı mukayese etmiştir. ”Biz” ile başlayan hitaplarında sıklıkla ülkemizde yaygın olan yanlış düşünce ve davranışları entelektüel bir şekilde eleştirmiş. “Kütür ve Sanat Dallarında Gösterdiğimiz Devamsızlık” adlı yazsıda da eleştirileri rahatlıkla görülebilir. Bu bölümde söylediği en güzel vecizeleri: “İnsanoğlu kendi ferdiyetini bile ancak içinde yaşadığı cemiyetle idrak eder.” bir diğeri “Unutmayalım ki fevkalade hadiseler fevkalade tedbirler ister. Hem kendimizden hem de yeni gelen kardeşlerimizden mesuluz.”
İnsan ve ötesi bölümünde, yer yer yaşadığı anılara değinmiş. Örneğin “Kitap Korkusu” adlı yazısında Erzurum Lisesinde hocayken okulda Fransızca dersi veren Mısırlı Abdulhakim Bey’in kitap korkusunu anlatmış. Elbette Tanpınar gibi sıkı bir okur bu durumu enine boyuna eleştirir. “Nasıl olur da bir insan kitap okumaktan korkar!” diye ünlemlerde bulunmuştur. Abdulhakim Bey’in kitap okumama gerekçesi de Kuran ve birkaç dini kitabın ona yettiği, hele hele ecnebi dilinde yazılmış romanların hakikat benliğimizi elimizden alması ve bizi delalete sürüklemesi büyük bir tehlike unsurudur. Ahmet Hamdi bu olayla şark hakkında çıkarımlarda bulunmuştur.
Üç Şehir bölümünde, yoğun şehir tasvirleriyle İstanbul, Bursa, Maraş’ı her konuda ele almış. Şehrin imar faaliyetlerinden tarihi ve sanat eserlerine kadar her konuyu ince ince analiz etmiş. “Bir şehir kendi iktisadi kudreti kadar mamur olur.” Demiş. Özellikle İstanbul’u her yönüyle anlatmış. Fetihten önceki, Fatih’in İstanbul’u fethetmesi, İstanbul’un uğradığı tahribatlar, İstanbul’un saray ve camilerinin tarihçesi, Osmanlı padişahları, sanat eserlerine yapılan yanlış restorasyonlara değinmiş. Restorasyon konusunu bir hayli uzun turmuş. Şu cümleyle durumu özetlemiş: “Yıkmak, yapmak için dahi olsa daima zararlıdır ve hakiki yapıcılık ilave etmektir.” Bursa’yı da İstanbul’u ele aldığı gibi anlatmış. Bursa’nın fethi, bir zamanlar Sufilerin olduğu manevi bir şehir olduğu, tarihi Bursa yangınından bahsetmiş. Bu yangında sanat eserlerinin heba olmasını milli bir felaket olarak nitelendirmiş. “Hakikat şu ki, biz de sorumluluk vicdan azabının çocuğudur.” ifadesiyle bizleri kınamıştır. Maraş’ı da daha çok milli mücadele dönemleriyle ve popüler gelenekleriyle ele almış.
Paris tesadüfleri bölümünde, Üç Şehir bölümündeki şehir tasvirleriyle Paris’i kelimelerle resmetmiş. Bu bölümde sıkça atıf yaptığı Zenon, Heraklitos gibi filozoflarla felsefi bilgisini de göstermiştir. Tanpınar tamamen Valery, Baudelaire hayranı. Özellikle birçok yazısında Valery’den bahsetmiş. Bir zamanlar Paris’e gelmiş olan Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa gibi Tanzimatçıları da anmış. Paris’e yaptığı methiyelerle bir Fransız hayranı olduğunu göstermiştir.
Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde, Gazeteci ve edebiyat öğrencilerinin Ahmet Hamdi Tanpınar ile yaptığı röportajlar yer alıyor. Kendi zamanının güncel konuları hakkında, sanat ve edebiyat hakkında sorulan sorulara cevap vermiş. Gençlere de birçok tavsiyede bulunmuştur. Bunlardan biri: “Hayatımda en çok üzüldüğüm şey jurnal tutmamamdır. Gençlere verecek tek nasihatim bir jurnal tutmalarıdır. İnsan her şeyi kendinden hayatından çıkarır. Jurnal tutan adam kendini gözünün önünden ayırmıyor demektir.” Tanpınar kendi kitaplarına ve yazılarına gelen eleştirileri de objektif bir şekilde cevaplandırmıştır.
Musiki ve Plastik Sanatlar bölümünde “unutmayalım ki sanat, sevgi ve alaka ile gelişir” nasihatiyle bizleri sanatla ilgili olmaya davet etmiştir.
Yaşadığım Gibi kitabı, belli bir düzen içerisinde gitmediği için okuru biraz sıkabilir. Ahmet Hamdi daha çok düşünce yazısı yazdığı için konular arasında sağlam bir bütünlük yok. Düşüncelerini zengin kelime haznesiyle ifade etmesi okurlarının bilişsel gelişiminde oldukça faydalı. Kitap sayesinde birçok eski kelime öğrendim. Oldukça yararlı, bir o kadarda ağır bir derleme eser.