Soren Kierkegaard Kimdir? Hayatı Ve Biyografisi

Soren Kierkegaard Kimdir? Hayatı Ve Biyografisi

Soren Kierkegaard Kimdir? Hayatı Ve Biyografisi

Doğum tarihi : 05.Mayıs.1813

Ölüm tarihi : 11.Kasım.1855

Filozof Ve Din Adamı

SOREN KİERKEGAARD KİMDİR?

Filozof, din bilgini

Soren Kierkegaard’ın Yaşamı 

Hegel’e karşı olmasının en büyük nedeni hegel’i soyut düşünmekle itham etmesidir.Kopenhag sokaklarında dolaşıp hemşerilerini ”uyandırmaya” çalışması sebebiyle kopenhag’lı sokrates olarak anılmıştır.

Günlerini yazarak ve Kopenhag’da uzun yürüyüşler yaparak geçiren Soren Kierkegaard, en iyi fikirlerin yürürken aklına geldiğine inanırmış.Birçok düşünür onun gerçek bir felsefeci olduğundan kuşku duysa da Kierkegaard korku, ironi, inanç ve özgürlük üzerine yazdığı yazılarla düşünce dünyasına önemli katkılarda bulunmuştur.

Soren Kierkegaard Kimdir? Hayatı Ve Biyografisi
Soren Kierkegaard Kimdir?

Soren Kierkegaard, 5 Mayıs 1813 tarihinde Kopenhag, Danimarka’da varlıklı bir ailede doğmuştur.Tam adı Soren Aabye Kierkegaard’dır.Babası Michael Pedersen Kierkegaard, muhafazakar ve çok dindar bir yün tüccarıydı.Annesi, Anne Sorensdatter Lund Kierkegaard, babasının hamile bıraktığı genç bir hizmetçiydi.Bu gerçek de, ona, günahkar bir olayın ürünüymüş gibi hissettirdi.Soren Kierkegaard, dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Sivil Erdem Okuluna gitti ve ardından 1830 yılında girdiği Kopenhag Üniversitesinde teoloji, felsefe ve edebiyat eğitimi aldı.

Soren Kierkegaard, öğreniminin doğal sonucu olarak papazlık yapma yetkisine sahipti; ama hiçbir zaman papaz olarak çalışmadı.Boşu boşuna teoloji düşünürü olarak kabul edilmeyi bekledi.

Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hristiyan inancının tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi.

Soren Kierkegaard, din ve tanrıyı tamamen bireysel bir konu olarak değerlendirdi.Bu yönde giderek sistematik felsefenin bireyi gözardı eden bütüncüllüğünü de reddetti.Felsefesinde bireyi merkeze aldı.

Soren Kierkegaard Felsefe
Soren Kierkegaard’ın Hayatı

Soren Kierkegaard,Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in onjektif felsefesini kabul etmeyerek, kendi felsefesini inanç ve bilgi, düşünce ve gerçek üzerine kurmuştur.Dini bireyselciliğin dünya edebiyatında ileri gelen temsilcisi olmuştur.Varoluş terimini modern anlamda kullanan ilk filozoftur.Felsefesi, 20. yüzyılın varoluşçuluğunun temellerini attı. İnsanlığın öznelliğini tanımladı ve jean-paul-sartre, Friedrich Nietzsche ve Albert Camus gibi diğer büyük düşünürlere de ilham kaynağı oldu.

Soren Kierkegaard’ın işleri, hayatının anlamı olarak söylediği 2 şeye dayanıyor: aşk ve inanç.

Soren Kierkegaard, 1837 yılında 15 yaşındaki Regina Olsen ile tanıştı ve okulunu bitirdikten sonra da 8 Eylül 1840 tarihinde nişanlandılar.Fakat babası 1838’de bu dünyadan göçmeden hemen önce, Soren’i papaz olmaya ve hayatını Tanrı’ya ve çalışmaya adayacağına söz verdirtti.Bu sözün ağırlığı aşk hayatını dibe vurduran bir kara delik haline geldi.11 Ağustos 1841 tarihinde nişanlısından ayrıldı.Hemen ardından Berlin’e taşındı. Bu süreçten sonraki 10 yıl, en üretici yılları oldu.

1838 yılında Hans Christian Andersen’in Kun en Spillemand (Sadece Bir Kemancı) adlı romanını acımasız bir biçimde eleştiren ve alaya alan Af En Endnu Levender Papirer (Hala Yaşayan Bir Kağıt Hakkında) başlıklı bir yazı yazdı.

1843 yılında Frygt og Baeven, (Korku ve Titreme) adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl Berlin’den Kopenhag’a döndü ve eski nişanlısı Regina Olsen’nin Frederik Schlegel ile evlendiğini öğrendi.

Hayatının aşkını reddetmesine rağmen, onu sevmekten asla vazgeçmedi ve Regine, çoğu işine ilham kaynağı oldu. Benzer olarak, her zaman dini ruhu besleme ihtiyacını vurguladı, ama kendisi estetik-etik katman içinde kısılı kaldı.

Soren Kierkegaard, bir omurga hastalığına yakalandı ve 11 Kasım 1855 tarihinde Kopenhag, Danimarka’da 42 yaşında ölmüştür.Ölümünün nedeni net olarak hiçbir zaman bilinemedi.Bir çeşit engeli vardı ve birçok başka sağlık sorunundan muzdaripti.

Soren Kierkegaard Kimdir? Hayatı Ve Biyografisi

Eserlerini, Victor Eremita, Johannes de Silentio, Anti-Climacus, Hilarius Bookbinder ve Vigilius Haufniensis gibi değişik takma isimler kullanarak üretmiştir.Bunun amacı ise oldukça somuttu: farklı düşünce şekillerini temsil etmek.

Bu strateji “direkt olmayan iletişim” dediği şeyi tanımladı.Takma isimler kullanarak farklı bakış açıları keşfetme şansına erişti. Aynı zamanda, Kierkegaard’ın hayat amaçlarından biri hayatı yaşama yöntemini öğretmekti, böylece varoluşu 3 katmana ayırdı:

İlk olarak estetik katman geliyordu. Zevk, hedonizm veya nihilizme dayanan bir yaşam tarzı.

İkincisi ise etik katman; bireyin kendisinden sorumlu olma yeteneğine sahip olmasıdır. Bu alanda kişi kötülük ile iyiliği ayırt edebilmeli ve ona göre davranabilmelidir.

Üçüncüsü dini katman ise Kierkegaard’ın hiyerarşisinde en yüksek seviyeydi. Burada insanlar Tanrı ile kişisel bir ilişki kurar ve bu şekilde en asil amaçlara ulaşabilir.

Albert Camus gibi figürler Soren Kierkegaard’ı ironinin filozofu olarak tanımladı. Kierkegaard inancı her şeyin üstünde tutup, savundu fakat her zaman Danimarka kilisesini eleştirdi. 

Soren Kierkegaard’ın Sözleri

An, zamanın ve ebediyetin birbirini dokundukları bir belirsizlik.

Akıl azaldığı oranda kaygı da azalır.

Aslında avarelik hiç de kötülüklerin anası değildir, tam tersi, neredeyse tanrısal bir hayattır, yeter ki can sıkıntısına kapılma.

Beni bir kere etiketlersen beni inkar edersin.

Benim için hakiki olan bir hakikat bulmalıyım. Yaşayıp uğruna ölmek isteyeceğim bir fikir.

Bir Hristiyan bilimi olacaksa, bu bilim ancak inancın anlaşılmasıyla ilgili gereklilik ilkesine dayanabilir ama inancın anlaşılmaz olduğunu da bu ilkeye göre anlamak gerekir.

Bir erkek hiçbir zaman bir kadın kadar acımasız olamaz.

Bir kızı baştan çıkarmak bir şey değil, ama baştan çıkarılmaya değen bir kız bulursan şanslısın.

Bütün düşüncenin en yüksek çatışkısı, düşüncenin, düşünemeyeceği bir şey bulma çabasıdır.

Büyüklük şu ya da bu olmak değil, kendin olmaktır.

Canı sıkılan herkes değişim istiyor.

Çünkü ebediyen vazgeçmiş olan kendi kendine yeter.

Doğru bir duyumsamayla bir öğretici olmak bir ögrenici olmaktır. Öğrenim, siz bir öğretici olarak öğreniciden öğrendiğinizde başlar; kendini onun yerine koy ve böylece onun ne anladığını ve anlama biçimini anlayabilirsiniz.

Evlen! Pişman olacaksın.Evlenme…Yine pişman olacaksın.

Felsefenin dediği doğru. Hayat geriye doğru anlaşılır. Ama burada bu cümleyi unutuyoruz: İleri doğru yaşanmalı!

Hayvani itkilerin kendiliğindenliği azaldığında ve düşünce ortaya çıktığında, irade sorgulanır.

Her kötülüğün başı can sıkıntısıdır.

İnsanlar, ender olarak kullandıkları özgür düşüncenin bir telafisi olarak ifade özgürlüğü istiyorlar.

Kadının erkekten daha duyusal olduğunu, onun vücut yapısı bile gösteriyor.

Karşılaştırma eylemi mutluluğun terki ve memnuniyetsizliğin başlangıcıdır.

Ne kadar saçmadır insanlar! Sahip oldukları özgürlükleri kullanmazlar, sahip olmadıklarını isterler. Var olan düşünme özgürlüklerini kullanmazken ifade etme özgürlüğü talep ederler.

Nedir bir şair? İç çekmelerini ve çığlıklarını güzel bir müziğe dönüştüren dudaklara sahip olan, fakat ruhunda gizli acılar barındıran mutsuz bir insan.

Neler gelecek? Gelecek ne getirecek? Bilmiyorum, hiçbir tahminim de yok. Bir örümcek sabit bir noktadan nedenlerden dolayı sonuçlara doğru düşerken önünde hep boş bir mekan vardır ve hiçbir yere tutunamaz, her ne kadar çırpınsa bile. Ben de kendimi öyle hissediyorum; önümde hep boş mekan; ileri doğru sonuçlara doğru yol almamı sağlayan arkamda kalmış nedenler var. Bu hayat korkunç, dayanılacak gibi değil.

Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir.

Önemli olan birinin,tamamen kendisi,tek bir insan,bu belirli insan olma cesaretini göstermesidir. Tek başına tanrının önünde, tek başına bu muazzam zahmeti çekerek ve bu muazzam sorumluluğu taşıyarak.

Ruhum gerçeği daha fazla talep ettikçe daha fazla güçleniyor.

Süpürün beni.

Tefekkür ne kadar derinleşirse o kadar hızlı şekillenir.

Yaşam çözülmesi gereken bir sorun değil ancak deneyimlenmesi gereken gerçekliktir.

Yaşamda en yüksek ve en güzel şeyler hakkında duyulamayanlar, okunamayanlar ve görülemeyenlerdir. Ancak kişi isterse yaşanabilecek olanlardır.

Yaşamımız, daima baskın düşüncelerimizin sonucunu açıklamaktadır.

Soren Kierkegaard’ın Kitapları

1841 – On Begrebet Ironi, (İroni Kavramı Hakkında),

1843 – Enter-Eller, (Ya Böyle – Ya Öyle),

1843 – Frygt og Baeven, (Korku ve Titreme),

1845 – Stadier Paa Livets Vej, (Hayat Yolunda Konaklar), 1846 – Afsluttende Uvidenskabelig Efterskrift’te (Bir Sonuca Varan Bilimsel Olmayan Notlar)

1850 – Indovelse In Christendom (Hristiyanlık Pratiği)

1855 – Hvad Christus Dommer om Officiel Christendom (İsa Resmi Hristiyanlığı Nasıl Yargılardı? )

1855 – Guds Foranderlighet (Tanrının Değişkenliği)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Web Tasarım