Mağaradakiler Eser Özeti | Cemil Meriç
Mağaradakiler Eser Özeti | Cemil Meriç
Yazar :Cemil Meriç
Türü: Kişisel Gelişim üzerine yazılmış bir eserdir
Konu
Sorunları çözdüğümüz zaman neler olacağını nasıl etkiler bırakacağını ele almıştır.
Mağaradakiler Eser Özeti
Yazar kitaba entelektüelliğin tanımı ile başlar. Entelektüel, kişiden kişiye, yazardan yazara değişen bir konu olarak görülür. Entelektüel kelimesi Fransa’da doğmuştur. Peki entelektüel olan bir insanın vasıfları nelerdir? Diye sorulduğunda her yazar, her ressam farklı bir özellik söyler. Bir akademisyen ilk vasfının dürüstlük olduğu kanaatindedir. Yazarımız: ” İnsanın insana düşman olduğu bir dünyada dürüstlük kabil mi?” Diyerek bu vasfı reddeder. Kimi üniversite eğitimini tamamlamış olmaktır der. Kimi bedenen bir iş yapılmadığı ancak kafa yorgunluğu çekilen iş olduğunu söyler zekâ ile ilgili bir faaliyet olduğu belirtilir.
Düşünebilen kişidir entelektüel. Kafa yorabilen kişidir. Bedenen çalışan kişilerden de çıkar entelektüeller. Geçmişte üniversite eğitimini tamamlamış bir birey entelektüel olarak görülürken günümüzde üniversite eğitimini tamamlamış bir birey entelektüel kavramına giremiyor.
Entelektüellerin soy ağacına baktığımızda en başında sofistler gelir. Sofistler, bilgelik öğreten kişilerdir. Ortak bir düşünceleri bulunmaz. Hem ahlâk hem de düşünce alanında birer devrimci oldukları öne sürülür. Sofistler’den sonra ise rahipler gelir. Avrupa’daki skolastik düşüncenin etkisiyle, rahipler ülkede bulunan en bilgin kişiler olarak görülür. Krallar dahil olmak üzere rahiplerin sözünden çıkılamaz. Skolastik düşüncenin etkisinin geçmesi, burjuva sınıfının parçalanması, işçi sınıfının güçlenmesi ile oluşan özgür düşünce ortamı ve gelişen eğitim ile birlikte entelektüellik kavramı yavaş yavaş ortaya çıkmıştır.
Daha önce hiç duymadığım İntelijansiya’ya da değinir yazarımız ve açıklamaya başlar. İntelijansiya, bir ülkedeki aydınlar topluluğudur. Belli bir dönemde yaşayan, ortak eğilimleri, ortak davranışları olan sosyal bir tabaka veya sınıfa intelijansiya adı verilir. İntelijansiyanın babası ise Belinski olarak bilinir. Bilinski, edebiyat eleştirilerini felsefeyle zenginleştirmiş, el atmadığı konu kalmamış, çok yönlü, prensiplerine sadık, bir neslin yol göstericisi olmuş aydın bir kişi olarak bahsediliyor kitapta.
İhtilal, yenilik peşinde olan aydınların desteklediği bir devrim olarak görülmektedir Cemil Meriç’in gözünde. İhtilal, inkılap ve devrimin aynı anlama geldiğini savunur. Dünya’da ve Türkiye’de yapılmış ihtilallerin çoğunu da ele alan yazar birçok ideoloji ile birlikte ihtilalleri anlatmıştır.
Anarşi, önceleri sosyal bir olgu iken zamanla ve kişiden kişiye anlamlarının değiştiğini savunur. Bir hukukçuya göre anarşi, ” sosyal bir kaos, düzen yıkıcı” durumunda iken bir devlet adamı için anarşi, ” mutlakıyetin habercisidir.” Her meslek, her kişi doğrultusunda, kişilerin çıkarları doğrultusunda çoğu kavramın anlamı değişmektedir. Gerek yaşam şartları gerek alınan eğitim, yaşanılan çevre dolayısıyla ideolojiler değişmektedir.
Kişiden kişiye, çağdan çağa değişen bir diğer kelime ise Hürriyettir. Monstesquieu Hürriyet’i kanunun izin verdiği her işi yapmak olarak açıklar. Avrupa’ya hürriyet kelimesinin on sekizinci asırdan sonra geldiğini söyler. Fransız ihtilalinden sonra haklarını elde eden işçiler zamanla hürriyetlerini de ele alır. Politikaya yön veren iki gerçek olarak otorite ve hürriyet olarak anılır. Her ne kadar birbirine zıt kavramlar olsalar da çakışmadıkları takdirde halkın mutlu, çakışırlarsa toplumun huzursuz olacağını söyler yazarımız. Hürriyet kavramını biraz daha inceledikten sonra kitabın sonlarına doğru Dostoyevski’den bahseder. Suç ve Ceza romanını ele alır.